25 Ağustos 2016 Perşembe
Yargılamadan Yaşamak
Daha az stres: Eğer bir kişi hakkında kötü veya negatif düşünürseniz, tüm kötü enerji sizin vücudunuzda toplanır. Bu da stresle dolmanıza neden olur. Bunun yerine pozitif düşünün ve zamanınızı başkalarını eleştirerek harcamayın.
Daha verimli bir hayat:Başkaları hakkında düşünmek, konuşmak ve zaman harcamak, aslında hayatınızdan çalmak anlamına gelir. Bunun yerine kendiniz için daha verimli şeyler yaparak, o zamanı kullanabilirsiniz.
(!)Olasılıklar sonsuzdur:Nedenini bilmediğiniz, tam olarak arka planındaki durumdan haberdar olmadığınız olayları ve kişileri yargılamayın. Sonsuz olasılıklar ve görünenin dışında nedenler olabilir.
(!)Seviyenizi koruyun:Sizi ilgilendirmeyen konu ve kişiler hakkında yargılamalarda bulunmak sizi muhakeme duygunuzun doğruluğuyla ilgilidir. Siz neden bu kararı veren kişi olacaksınız? Ortada bir mahkeme yoksa ve siz de bir hakim değilseniz, seviyenizi koruyun. Böylece insanların gözünde saygı kazanırsınız.
Daha mutlu bir yaşam:Çocukları mutlu kılan nedir? Sadece kendi hayatlarıyla ve o anda istedikleri şeyle ilgilidirler. Enerjinizi kendi yaşamınız için kulanın ve güzel şeylere bakın. Yargılamak ve eleştirmek sadece negatif enerji yayar.
-alıntıdır
24 Ağustos 2016 Çarşamba
Şamanizm ve Şifacılık
Mircea Eliade'ye göre Şamanizm; dünyadaki diğer tüm spiritüel geleneklerce desteklenen...değiştirilmiş bir bilinçle başka dünyalara yolculuk etmektir.(Geçmişin Esriklik Teknikleri)
Dr. Stanley Krippner: Şamanlar kendi kabilelerin psikoanalistleridir. Pek çok Şaman "Ben iyileştirmedim, sadece aradaki engelleri kaldırdım ve onun kendi kendisini iyileştirmesini sağladım" der. Yani iyileştirme gücü aslında hepimizin içinde saklı. Şamanın rolü ise, bu gücümüzü harekete geçirmemizi sağlamak. Bunun örneklerini modern tıpta da görebilirsiniz. Zira sadece doktora görünmek ve onunla konuşmakla bile iyileşme başlar!
-alıntıdır
- Şamanist uygulamalar bir metodtur, bir din değildir.
- Şamanizm bir red etme değildir. “Biz tek şifa yöntemiyiz” demezler. Şaman şifa vermede, ruhsal manadaki şifacılığını, kişilerin tercihine göre bulunduğu toplumdaki bitkisel veya masaj gibi diğer teknikleri kullananlarla beraber uygulayan bütünsel bir yaklaşım sergiler. Şamanın amacı, bir tek kendi sisteminin doğru ve yararlı olduğunun ispat etmek değil, hastanın iyi olmasıdır.
- Şaman bakış açısına göre travma geçiren biri ruhunun bir kısmını kaybetmiş sayılmaktadır. Ruh olarak kasdettiğimiz, bizim kültürümüzde yaşam olarak tanımlanan doğum anından ölüme kadar olan süredeki, bulunması zorunlu olan spiritüel öz’dür. Kaybedilen ruhun tedavi edilmesi için kullanılan teknikler ruhsal tekrar ele geçirme teknikleridir, ve klasik şaman metodu kayıp olan ruhun o kısmını bulup onu tedavi etmektir.
- Şamanizmdeki farklı bilinç durumu dünyanın % 90’lık kısmında vurmalı çalgıların monoton sesi kullanılan bilinç değiştirme teknikleri ile sağlanmaktadır, bu vurmalı çalgı genellikle davuldur, ancak çubuklar, çıngırak veya başka estrümanlar da kullanılabilir. Bazı kültürlerde, ki bunlar toplamın % 10’u kadardır, şamanlar bilinç durumlarını değiştirmek için psikotrop maddeler kullanırlar. Şamanik meditasyon müziklerine buradan ulaşabilirsiniz.
Dr. Stanley Krippner: Şamanlar kendi kabilelerin psikoanalistleridir. Pek çok Şaman "Ben iyileştirmedim, sadece aradaki engelleri kaldırdım ve onun kendi kendisini iyileştirmesini sağladım" der. Yani iyileştirme gücü aslında hepimizin içinde saklı. Şamanın rolü ise, bu gücümüzü harekete geçirmemizi sağlamak. Bunun örneklerini modern tıpta da görebilirsiniz. Zira sadece doktora görünmek ve onunla konuşmakla bile iyileşme başlar!
-alıntıdır
Kullandığınız Kelimeler Beyninizin Yapısını Değiştiriyor
Pozitif kelimeler kullanmak beynin ön lobunu kuvvetlendiriyor
“Words can change your brain’ (Kelimeler beyninizi değiştirebilir), adlı kitabın yazarları Dr. Andrew Newberg ve Mark Robert Waldmen, kullanılan kelimelerin, fiziksel ve duygusal stresten sorumlu genlerimizin ekspresyonunu baskılama veya kuvvetlendirme gücüne sahip olduğunu söylüyorlar. Günlük hayatımızda daha pozitif ifadeler kullanarak beynimizin ön lobunu kuvvetlendirebilir ve daha etkili kullanabilirsiniz.Ön lobun aktivitesini artırarak doğru karar verme ve karmaşık problemleri çözme yeteneklerini geliştirmek mümkün. Böylece hayatta karşımıza çıkan konularda kendimiz için daha doğru olacağını hissettiğimiz şekilde karar verebiliyoruz.
Negatif kelimeler stres hormonu seviyesini artırıyor
Negatif kelimeler kullanmak beyindeki Amigdala bölgesini uyararak stres hormonu miktarının artmasına sebep oluyor ve fark edilmese bile gün boyu kendimizi daha gergin hissediyoruz.
Az miktarda stresin vücut için iyi olduğu düşünülse de fazlasının mental ve fiziksel olarak problemlere yol açtığı bilinen bir gerçek.
Az miktarda stresin vücut için iyi olduğu düşünülse de fazlasının mental ve fiziksel olarak problemlere yol açtığı bilinen bir gerçek.
İfade biçimi kendimize ve çevreye olan bakış açımızı etkiliyor
Newberg ve Baldmen’in araştırmalarına göre pozitif kelimeler kullanmak kendimize ve başkalarına karşı bakış açısını yöneten, beynin parietal bölgesini aktive ediyor. Pozitif bakış açısıyla birlikte sosyal ilişkiler gelişiyor ve ifade biçimi pozitif kelimelerden seçiliyor. Negatif bir iletişim dili kullanmak ise kişiyi şüpheci ve gergin bir ruh haline sürüklerken, aynı zamanda da sosyal ilişkileri olumsuz olarak etkiliyor.
Deney aşaması
Pozitif kelime kullanımının insanlar üzerindeki etkisini araştırmak üzere yapılan deneylerde, 35- 54 yaş arası bir grup yetişkinden 3 ay boyunca her gün kendilerini mutlu hissetmelerini sağlayan 3 kelime yazmaları isteniyor. 3 ayın sonunda deneklerin kendilerini daha mutlu ve pozitif hissettikleri sonucuna ulaşılıyor. Deneyin sonuçlarından birisi de, deneklerin karşılaştıkları olaylarda her zaman pozitif yanları görmeyi öğrenmeleri.
Araştırmalar, her gün kendinizi mutlu hissetmenizi sağlayan 3 kelime yazdığınızda, bu aktivitenin kendinizi daha mutlu ve pozitif hissetmenize yardımcı olduğuna söylüyor.
Küçük alıştırmalar ve yaşantımıza etkileri
Sinirliyken bizi rahatlattığını sanarak sonradan pişman olacağımız birçok şey söyleyebiliriz. Bunun sebebi gerginlik esnasında beynin ön lobundaki mantıksal düşünme bölgesinin inaktive edilmesidir. Sinirliyken düşünmeden hareket edip reaksiyon göstermemizin sebebi ‘amygdala hijacing’ yani ‘duygusal ele geçirme’ ile açıklanmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için pozitif ifadeler kullanarak ön lobu eğitmek mümkündür. Böylelikle sinirli anlarda bile kontrolü kaybetmeden iletişim kurmak daha kolay hale gelir.
Eğer siz de yaşantınızda, negatif söz ve düşüncelerin gereğinden fazla yer ettiğini düşünüyorsanız, seçtiğiniz kelimelere odaklanarak ve her gün sizi mutlu eden 3 şeyi bir kağıda not ederek alıştırmalara başlayabilir ve hayatınızdaki değişime bizzat şahit olabilirsiniz.
Eğer siz de yaşantınızda, negatif söz ve düşüncelerin gereğinden fazla yer ettiğini düşünüyorsanız, seçtiğiniz kelimelere odaklanarak ve her gün sizi mutlu eden 3 şeyi bir kağıda not ederek alıştırmalara başlayabilir ve hayatınızdaki değişime bizzat şahit olabilirsiniz.
-alıntıdır
23 Ağustos 2016 Salı
Reiki & Tıp
Columbia Presbiteryan Hastanesi Dr Mehmet Öz - Julie Motz
“New York Columbia Presbiteryan Hastanesinin ünlü kardiyografi cerrahlarından Dr. Mehmet Öz ile birlikte çalışan ve Reiki eğitimi almış olan şifacı Julie Motz, hastaların operasyonlar sırasındaki enerji dengesini korumak için, Reiki ve diğer hassas (subtle) enerji tekniklerini kullanıyor. Motz, doktor Öz'e açık kalp ameliyatları ve kalp nakilleri sırasında destek veriyor. Motz'un girdiği 11 operasyonun hiçbirinde, hastaların yaygın olarak görülen operasyon sonrası depresyona girmedikleri, bypass hastalarının operasyon sonrasında ağrı ve bacaklarda görülen zayıflık gibi sorunları yaşamadıkları ve organ nakli yapılan hastalarda vücudun organı reddetmesi sorununun ortadan kalktığı tespit ediliyor.”
Marin General Onkolojist Dr. David Guillion
"Hastalar için gücümüzün yettiği her hizmeti vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizler modern tıbbın tüm imkanlarını hastalarımızın önüne seriyoruz ancak şifa çok karmaşık bir süreç... Pozitif enerjinin kullanılmasıyla iyileşme sürecinin tetikleneceği düşüncesini destekliyorum.”
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof Dr. ERKAN TOPUZ
“Hastalarımıza tıbbi tedavinin yanı sıra meditasyon, yoga reiki gibi yöntemleri de öneriyoruz. Ayrıca resim yapmalarını, dans etmelerini, müzik dinlemelerini de öneriyorum. Yoga,meditasyon uygulamaları tedavi edici değildir ancak hastanın direncini artırıp, onu daha güçlü kıldığı için çok önemlidir.Dolayısıyla bu tür spiritüel uygulamalar hastalığın iyileşme sürecini olumlu etkiliyor ve hastanın hastanede kalış süresini kısaltıyor. İlaç, ameliyat ya da radyoterapi her şey demek değildir. Bu tür uygulamalar hastanın psikolojik durumun düzeltip hayata bağlanmasında son derece etkili oluyor. Hasta kendisini daha güçlü hissediyor, ağrılara ve acılara daha kolay katlanıyor. “
Marmara Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. CENGİZ CANPOLAT
“Spiritüel tedavi yöntemlerinin özellikle kanser gibi hastalıkların tedavisinde çok yararlı bir destekleyici olduğuna inanıyorum. Sadece meditasyon, reiki, yoga da değil akupunkturun da olumlu etkileri var. Literatürde bu öğretilerin özellikle kanserli hastalarda, anksiyeteyi, ağrıyı, huzursuzluğu, uykusuzluğu, kemoterapinin yan etkilerini ve fiziksel bir takım şikayetleri ciddi derecede azalttığına ve hastanın bütün bu durumlara toleransını artırdığına dair bilgiler yer alıyor. Tabi ki bunlar konvansiyonel tıbbi tedavinin yerini alabilir diye bir şey sözkonusu değildir. Bunlar ancak konvansiyonel tedaviye yardımcı olabilir. Araştırmalar göstermiştir ki bu tür uygulamalar vücudun endojen mekanizmalarını hareket geçiriyor. Mutluluk veren endorfin hormonunu artırıp, adrenal ve kortizon sentezine etki ederek stresi ve anksiyeteyi azalttığı görülmüştür. Yine hücresel immünüte üzerinde etki ettiğini gösteren, pozitif bulgular vardır. Önceleri panik atak, stres, depresyon gibi psikolojik hastalıkların
tedavisinde kullanılan bu yöntemler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda kalp ritminin yavaşladığı, kan akışının düzene girdiği,kan basıncının düştüğü, beyin yarım kürelerinin
dengelendiği, adrenalin hormonunun ve kolesterolün azaldığı, oksijen tüketiminin düştüğü görülmüştür.
Ben kendi fiziksel ve ruhsal sağlığım için birinci ve ikinci derece reiki öğrendim ve bundan çok yarar görüyorum. Vücudumda birikmiş negatif enerjiyi uzaklaştırıyor, yorgunluğumu alıyor, zihinsel konsantrasyonumu artırıyor ve beni sakinleştiriyor. Açıkçası yararını gördüğüm için herkese tavsiye ediyorum. Bazen ağrılarımda ilaç kullanmama gerek kalmıyor. Ağrı azaltmada bunun çok etkili olduğuna inanıyorum.”
“New York Columbia Presbiteryan Hastanesinin ünlü kardiyografi cerrahlarından Dr. Mehmet Öz ile birlikte çalışan ve Reiki eğitimi almış olan şifacı Julie Motz, hastaların operasyonlar sırasındaki enerji dengesini korumak için, Reiki ve diğer hassas (subtle) enerji tekniklerini kullanıyor. Motz, doktor Öz'e açık kalp ameliyatları ve kalp nakilleri sırasında destek veriyor. Motz'un girdiği 11 operasyonun hiçbirinde, hastaların yaygın olarak görülen operasyon sonrası depresyona girmedikleri, bypass hastalarının operasyon sonrasında ağrı ve bacaklarda görülen zayıflık gibi sorunları yaşamadıkları ve organ nakli yapılan hastalarda vücudun organı reddetmesi sorununun ortadan kalktığı tespit ediliyor.”
Marin General Onkolojist Dr. David Guillion
"Hastalar için gücümüzün yettiği her hizmeti vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizler modern tıbbın tüm imkanlarını hastalarımızın önüne seriyoruz ancak şifa çok karmaşık bir süreç... Pozitif enerjinin kullanılmasıyla iyileşme sürecinin tetikleneceği düşüncesini destekliyorum.”
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof Dr. ERKAN TOPUZ
“Hastalarımıza tıbbi tedavinin yanı sıra meditasyon, yoga reiki gibi yöntemleri de öneriyoruz. Ayrıca resim yapmalarını, dans etmelerini, müzik dinlemelerini de öneriyorum. Yoga,meditasyon uygulamaları tedavi edici değildir ancak hastanın direncini artırıp, onu daha güçlü kıldığı için çok önemlidir.Dolayısıyla bu tür spiritüel uygulamalar hastalığın iyileşme sürecini olumlu etkiliyor ve hastanın hastanede kalış süresini kısaltıyor. İlaç, ameliyat ya da radyoterapi her şey demek değildir. Bu tür uygulamalar hastanın psikolojik durumun düzeltip hayata bağlanmasında son derece etkili oluyor. Hasta kendisini daha güçlü hissediyor, ağrılara ve acılara daha kolay katlanıyor. “
Marmara Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. CENGİZ CANPOLAT
“Spiritüel tedavi yöntemlerinin özellikle kanser gibi hastalıkların tedavisinde çok yararlı bir destekleyici olduğuna inanıyorum. Sadece meditasyon, reiki, yoga da değil akupunkturun da olumlu etkileri var. Literatürde bu öğretilerin özellikle kanserli hastalarda, anksiyeteyi, ağrıyı, huzursuzluğu, uykusuzluğu, kemoterapinin yan etkilerini ve fiziksel bir takım şikayetleri ciddi derecede azalttığına ve hastanın bütün bu durumlara toleransını artırdığına dair bilgiler yer alıyor. Tabi ki bunlar konvansiyonel tıbbi tedavinin yerini alabilir diye bir şey sözkonusu değildir. Bunlar ancak konvansiyonel tedaviye yardımcı olabilir. Araştırmalar göstermiştir ki bu tür uygulamalar vücudun endojen mekanizmalarını hareket geçiriyor. Mutluluk veren endorfin hormonunu artırıp, adrenal ve kortizon sentezine etki ederek stresi ve anksiyeteyi azalttığı görülmüştür. Yine hücresel immünüte üzerinde etki ettiğini gösteren, pozitif bulgular vardır. Önceleri panik atak, stres, depresyon gibi psikolojik hastalıkların
tedavisinde kullanılan bu yöntemler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda kalp ritminin yavaşladığı, kan akışının düzene girdiği,kan basıncının düştüğü, beyin yarım kürelerinin
dengelendiği, adrenalin hormonunun ve kolesterolün azaldığı, oksijen tüketiminin düştüğü görülmüştür.
Ben kendi fiziksel ve ruhsal sağlığım için birinci ve ikinci derece reiki öğrendim ve bundan çok yarar görüyorum. Vücudumda birikmiş negatif enerjiyi uzaklaştırıyor, yorgunluğumu alıyor, zihinsel konsantrasyonumu artırıyor ve beni sakinleştiriyor. Açıkçası yararını gördüğüm için herkese tavsiye ediyorum. Bazen ağrılarımda ilaç kullanmama gerek kalmıyor. Ağrı azaltmada bunun çok etkili olduğuna inanıyorum.”
20 Mart 2016 Pazar
Uzaktan ÜCRETSİZ şifa çalışması
Bu gece (20 Mart) saat 22:00 da uzaktan şifa enerjisi
çalışması yapacağız. Katılmak isteyen arkadaşların etkinlik sayfasındaki “KATIL”
butonuna tıklamaları yeterlidir.
https://www.facebook.com/events/1684338745161886/
https://www.facebook.com/events/1684338745161886/
Yapmanız gerekenler
1) Rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortama geçin
2) Üç derin nefes alın.
İlk derin nefeste
ruhsal bedeninizin şifalanmasına,
İkinci derin
nefeste fiziksel bedeninizin şifalanmasına,
Üçüncü derin
nefeste fiziksel ve ruhsal bedeninizin uyumuna niyet edin.
3) “İlgi ve Nurşen Kama kanalı ile gönderilen şifa
enerjilerini en yüksek hayrıma sevgiyle kabul ediyorum” diyerek 20 dakika kadar
uzanın
Sevgilerimizle
Reiki master İlgi & Nurşen Kama
Not: Şifa çalışması sırasında enerji akışını hissetmeniz ya
da hissetmemeniz çalışmanın bir katkısı olup olmadığı yönünde bir işaret
değildir. Niyet eden herkes ihtiyacı olan enerjiyi çalışma ile birlikte
alacaktır.
13 Mart 2016 Pazar
Test: Beyninizin hangi kısmını daha çok kullanıyorsunuz?
Test için link:
http://braintest.sommer-sommer.com/en/index.html
"Sol Beyin :
1. Sözel: İsimlendirmek, tasvir etmek ve tanımlamak için kelimeler kullanır.
2. Analitik: Şeyleri basamak basamak ve parça parça düşünür.
3. Sembolik: Herhangi bir şeyi ifade ederken sembol kullanır. (örnek: göz için Ø sembolü, toplama İçin +sembolü kullanır).
4. Soyut: Küçük bir parça bilgi çıkarabilir ve onu, tüm resmi tamamlamak için kullanır.
5. Geçici: Zamanı takip etme, ardışık işlemleri takip etme, önceliklere göre yapmak.
6. Rasyonel (akılcı-gerçekçi): sebep ve olgulara dayanarak sonuca varır, yargıya ulaşır.
7. Sayısal: Sayıları kullanarak sayar ve hesaplama yapar.
8. Mantıksal: Mantığa dayanarak sonuçlara ulaşır, bir şey mantıksal sırada diğerini takip eder. Örn. Matematik teoremleri veya iyi düzenlemiş, hazırlanmış tartışma.
9. Doğrusal: Doğrudan birbiriyle ilişkili fikirlere ait kavram-larla düşünür, sık sık yaklaşık yargılara ulaşır.
Sağ beyin:
1. Somut: Dokunup hissedebileceği şeylerle ilgilenir.
2. Geçici olmayan: Zamansızlık duygusu.
3. Analog (benzer / örneksel): “Mantıksız”, şeyler arasındaki ilişkileri görür, metaforik ilişkileri anlar.
4. Sezgisel: Sık sık tamam olmayan kalıplar, sezgiler, hisler ve görsel imajlara dayalı anlayış sıçramaları yapar.
5. Uzamsal / Uzaysal: Şeylerin arasındaki ilişkileri ve parçaların nasıl bir araya gelerek bütünü oluşturduğunu görür, anlar.
6. Suni / Yapay (Synthetic): Bütünü oluşturmak için parçaları bir araya getirir.
7. Sözel değildir: Şeylerin farkındadır, fakat kelimeler ara-sındaki ilişkilerde zayıftır.
8. Bütünsel: Şeyleri bütünlüğüyle görür, tüm şablon ve ya-pısını anlar, sıksık birbirinden uzak çıkarımlarda bulunur.
9. Rasyonel (akılcı-gerçekçi) değildir: Sebep yada olguların esasına, temeline gerek duymaz, hüküm çıkarmayı askıya alma isteği içindedir. (hemen yargıya varmaz)."
-alıntıdır
http://braintest.sommer-sommer.com/en/index.html
"Sol Beyin :
1. Sözel: İsimlendirmek, tasvir etmek ve tanımlamak için kelimeler kullanır.
2. Analitik: Şeyleri basamak basamak ve parça parça düşünür.
3. Sembolik: Herhangi bir şeyi ifade ederken sembol kullanır. (örnek: göz için Ø sembolü, toplama İçin +sembolü kullanır).
4. Soyut: Küçük bir parça bilgi çıkarabilir ve onu, tüm resmi tamamlamak için kullanır.
5. Geçici: Zamanı takip etme, ardışık işlemleri takip etme, önceliklere göre yapmak.
6. Rasyonel (akılcı-gerçekçi): sebep ve olgulara dayanarak sonuca varır, yargıya ulaşır.
7. Sayısal: Sayıları kullanarak sayar ve hesaplama yapar.
8. Mantıksal: Mantığa dayanarak sonuçlara ulaşır, bir şey mantıksal sırada diğerini takip eder. Örn. Matematik teoremleri veya iyi düzenlemiş, hazırlanmış tartışma.
9. Doğrusal: Doğrudan birbiriyle ilişkili fikirlere ait kavram-larla düşünür, sık sık yaklaşık yargılara ulaşır.
Sağ beyin:
1. Somut: Dokunup hissedebileceği şeylerle ilgilenir.
2. Geçici olmayan: Zamansızlık duygusu.
3. Analog (benzer / örneksel): “Mantıksız”, şeyler arasındaki ilişkileri görür, metaforik ilişkileri anlar.
4. Sezgisel: Sık sık tamam olmayan kalıplar, sezgiler, hisler ve görsel imajlara dayalı anlayış sıçramaları yapar.
5. Uzamsal / Uzaysal: Şeylerin arasındaki ilişkileri ve parçaların nasıl bir araya gelerek bütünü oluşturduğunu görür, anlar.
6. Suni / Yapay (Synthetic): Bütünü oluşturmak için parçaları bir araya getirir.
7. Sözel değildir: Şeylerin farkındadır, fakat kelimeler ara-sındaki ilişkilerde zayıftır.
8. Bütünsel: Şeyleri bütünlüğüyle görür, tüm şablon ve ya-pısını anlar, sıksık birbirinden uzak çıkarımlarda bulunur.
9. Rasyonel (akılcı-gerçekçi) değildir: Sebep yada olguların esasına, temeline gerek duymaz, hüküm çıkarmayı askıya alma isteği içindedir. (hemen yargıya varmaz)."
-alıntıdır
11 Mart 2016 Cuma
Dersimiz: Hayat
Eğitim hayatımızda sınavlarından başarısız olduğumuz,
yazılılarını geçemediğimiz, sözlülerinde yeterli performansı gösteremediğimiz
derslerden kalırdık. Bütünlemeye girerdik, sene uzatırdık. Hocalarımız o dersi
anladığımızdan ve bilgimizin yeterli olduğundan emin olana kadar bu sınav
süreci devam ederdi.
Kalıplaşmış bir cümlemiz vardır 7 ‘den 70’ e çok severiz
kullanmayı. “Hayat bir sınav”…
Madem hayat bir sınav o zaman sınandığımız şeyler tesadüf
olabilir mi?
-Yakamızı bırakmayan sağlık problemleri
-İkili ilişkilerimizde yaşadığımız sorunlar
ve daha niceleri sadece tesadüf kelimesine sığdırılacak bir
rastlantıdan dolayı kısır döngü içerisine girmiş olabilir mi?
Sabah yeni güne uyandığımız ilk andan itibaren yaşadığımız bütün
olaylar, karşılaştığımız tüm kişiler dilimize pelesenk yaptığımız o -hayat
dersini- geçebilmemiz için bize gönderilmiş küçük sınavlardır.
Hayatınızda sorunlu bir ilişkiniz varsa ve o ilişkiyi bitirmenize rağmen başka
kişilerle de benzer sorunları yaşıyorsanız; mesajı fark edememiş, dersinizi
almamışsınız demektir. Kuvvetle muhtemel bunu fark edene ve kendinizde
değiştirmeniz ya da algılamanız gereken detayları fark edene kadar da bu, aynı
şekilde devam edecektir.
Sağlık problemleri yaşayan insanlar, karmalarındaki olayların
etkisinden sıyrılana kadar yaşadıkları sorunlardan kurtulmaları zorlaşacaktır. Sindirim sisteminde sorun yaşayan bir hasta, geçmişinde
yaşadığı ağır olaylar yüzünden hala pişmanlık ya da üzüntü duyuyorsa ve bu
şekilde anı yaşamayı engelliyorsa, vücudunun enerji akışını bozacak ve ilgili
organ aracılığı ile kişiye “artık yeter!” mesajı gönderilecektir. ‘Artık yeter!
an'a dön, geçmişinden gereken dersi çıkar ve içinde bulunduğun zamanı kaçırma.’
diyecektir.
Karşılaştığımız kişilerin ve yarattığı durumların bize
vermek istedikleri mesaja odaklanırsak içinde bulunduğumuz sorunları birer
çıkarıma dönüştürerek hayat dersimizi başarı ile verebilmek yolunda önemli bir
adım atabiliriz.
Sevgilerimle
Reiki Master İlgi B.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)