MEDİTASYON
Meditasyonun amacı, ruhsal dayanıklılığımızı tanımamızı sağlayarak, bizi kendi iç gücünüzle temasa geçirip, günlük bedensel çalışmalarımızı, insanlarla ilişkilerimizi ve genel olarak hayatımızı zenginleştirmektir. Zihnin çalışmasını değiştirmek için şuurlu bir gayrettir. Meditasyon düşüncesiz farkındalık konumudur. O konumdayken dikkatinizi geçmişe ya da geleceğe, yani gerçekten uzağa götürecek hiçbir düşünce yoktur. Kişi düşünmediğinden, sadece şu anı deneyimler. Tek gerçek şu andır, çünkü orade ne bitmiş olan geçmiş vardır, ne de gelecek. Meditasyon uyku veya trans konumu da değildir, çünkü meditasyonda kişi kendi yaşadığı deneyimlerin tamamen farkındadır. Ve o saf farkındalık konumunda kişi, içindeki sonsuz huzur, neşe ve sevgi kaynağı olan ruhunu hissetmeye başlar.
Derin meditasyon sırasında zihin, beden ve ruh arasında büyük bir uyum oluşur. Bedeni ve zihni sakinleştirmek, sorularınızın yanıtlarıyla bağlantı kurmanıza yardımcı olur. Meditasyon ile, zihin ve dikkatin bir noktada yoğunlaşmasından oluşan rahatlatıcı sükünet ve dinginlik, giderek daha çok istenen bir duygu haline gelir. Meditasyon kişiye müthiş bir iç rahatlaması verir, zamanla yüksek benliğinizi ve bilincinizi daha yakından tanır ve kabullenirsiniz. Günlük yaşamın verdiği aşırı gerilim, stres, acı ve derin çatışma hislerinden arınır, ruhsal bakımdan güçlenirsiniz.
Meditasyon bir grup içerisinde veya kendi başınıza yapılabilir. Her iki şekilde de uygulama süreleri ve şekli aynıdır. Detaylar değişebilir, ancak ana kurallar ortaktır. Meditasyondan en az bir veya iki saat önce, yemek yemeyi bitirmelidir. Dolu mide ile yapılması tavsiye edilmez. Günün erken saatlerinde, hergün tercihen aynı zamanda, sessiz bir ortamda yapılması uygundur. Erken saatlerde yapılmasının tavsiye nedeni, günlük yaşam karmaşasının henüz başlamamış olması, ve o saatlerde bir meditasyon ortamı yaratmanın daha kolay olacağı içindir. Sabah erken meditasyon yapmak, meditasyonun enerji ve huzurunun bir kısmını günlük aktivitelerimize taşıma fırsatı da verir. Rahatsız edilmeyeceğiniz sakin bir odada yanlız olmak, meditasyon yaptığınız sürece telefonu fişten çekmek, çalışmanızı kolaylaştırır. Ses, hareket, ışık, insanlar gibi dikkatinizi dağıtabilecek şeylerden yeteri kadar uzak bir yerde olursanız, yaptığınız işe daha kolay konsantre olursunuz.
Bazı kişiler yatar halde ve gözleri kapalı meditasyon yapmak isterlersede, insan kolayca uykuya dalabileceğinden meditasyon yarım kalabilir. Rahat bir yerde oturun. Odanın ortasında, bağdaş kurmuş olarak oturabilirsiniz. Ayrıca bir sandalyede veya dizler üzerinde yere çökerek de oturabilirsiniz. Oturma şekli tercihi size kalmıştır. Ancak bel kemiği zemine 90 derece dik durumda olmalıdır. Çalışma sırasında yorulma nedeni ile, bu dikliğin bir miktar bozulması önemli değildir. İki eliniz, iki dizinizin üzerinde rahat bir konumdadır. Baş geriye kalkık veya öne eğilmiş değildir. Başın dikliği, ensenin, bel kemiği ile aynı doğrultuda olmasına yetecek kadardır. Yani sırtınızı, ensenizi ve başınızı bir duvara dayamış gibi dik, sırtınızı kasmadan oturun. Bol bir kıyafet giyin, kravat, kemer gibi sıkı giyecekleri çıkartın ya da gevşetin. Ayakabılarınızı çıkartın. Yanlız üşümemeye dikkat edin.
Burundan kısa sürede ve hızla alınan nefes, daha sonra ağızdan ağır ağır verilir. Nefesin verilişi mümkün olduğu kadar uzamalıdır. Hava ciğerlerden boşalınca, karın adaleleri kasılıp içeriye çekilerek, ciğerlerdeki son hava kırıntıları da dışarıya atılır, ve yeniden nefes alınır.
Çalışma sırasında bir mum yakılabilir, rahatsız etmeyen loş bir elektirik ışığı yanabilir, tam karanlıkta oturulabilir. Gözlerin ilk başlarda kapalı olması uygundur, çalışmalar ilerledikçe açık gözle de meditasyon yapılabilir. Ancak çevrenizdeki bir objeye bakarak meditasyon yapıyorsanız, gözleriniz açık olacaktır. Gözleriniz bir objeye odaklanmış olsun yada olmasın, bakış şekli gözlerdeki yorgunluğu ve baş ağrılarını önlemek için gevşetilmelidir. Daha sonra objeyi hayal etmek için gözlerinizi kapayabilirsiniz. Genelde, meditasyon süresince gözleri kapatarak görme duyusunu yok edip, dikkati içe yöneltmek daha iyidir. Güzel koku veren bir tütsünün yakılıp, yakılmaması tercihinize kalmıştır, bu gibi şeyler, insanı çalışması için motive edici faktörlerdir.
Gayemiz, zihnimizden sürekli geçmekte olan rahatsız edici veya uyarıcı düşünceleri durdurmaktır. Bunu en kolay başarma şekli, aklımızda tek ve tarafsız rahatlatıcı bir düşünceye odaklanmaktır. Bazı metotlarda nefes alıp vermeye odaklanılır. Burun deliklerinden havanın girişini, ciğerlerininizi doldurduğunu ve sonra yeniden dışarıya atıldığını fark ederek buna odaklanılır. Bu nefes alma şekli otomatikleşince, istenmeyen düşüncelerin tekrar zihninize dolduğunu fark edebilirsiniz. Böyle durumlarda dikkatinizi nefes alışınızdan, bedeninizi gevşetmeye kaydırabilirsiniz. Bir nefes alıp, alnınızı germediğinize, dişlerinizi sıkmamış olduğunuza dikkat edin ve buna devam ederek omuzlarınız, dirsekleriniz, dizkapağınız, baldırlar ve ayaklarınızın gevşek olduğunu kontrol edin. Düşünceler gelmeye devam etse de, bunları kovalamayın. Geldiklerini bilin ve seçmiş olduğunuz düşünce üzerinde odaklanmaya devam edin.
Meditasyon bir teknik yada pratik sayılabilir. Genellikle bir objeye konsantrasyonu içerir ve bu bir çiçek, bir mum alevi, bir mandala ( yüksek derecede renklendirilmiş simetrik resim ), bir ses, kelime veya solunum olabilir. Zamanla rastgele düşüncelerin sayısı azalma gösterir. Meditatör bir düşünce serisine yakalanabilir ama bunun farkında olduğunda dikkatini yine yavaşça konsantrasyon objesine yöneltebilir. Meditasyon objesiz de olabilir. Örneğin sadece oturmayı içerebilir. Rahatlatıcı bir müzik çalmak, size meditasyon haline girmede yardımcı olabilir. Meditasyona en az 10 dakika devam edin. Pratiğinizi ilerlettikçe, hemen her yerde ve her an meditasyon haline girebildiğinizi göreceksiniz. Meditasyonun sonunda, ayağa kalkmadan önce biraz adalelerinizi çalıştırın, aksi halde kan basıncınız düştüğünden, hafif bir başdönmesi hissedebilirsiniz.
Gündelik yaşamımızda, zihnimiz daima aktifdir, devamlı olaylar hakkında zihinsel yoruma gireriz. Meditasyon, tüm bu aktivitenin yatışmasına izin verir ve zihnin daha barışçı, sakin ve odaklanmış bir hale gelmesini sağlar. Meditasyon bir teknik ya da pratik sayılabilir ve içsel farkındalığı tazeler. Gevşeme, artmış farkındalık, zihinsel odaklanma, açıklık ve bir huzur duygusu meditasyonun bize kazandırdıklarıdır. Önemli olan, kişinin meditasyonu düzenli yapması ve meditasyon sırasında konsantrasyonun dağılmaması için fazla zorlanmadan, makul bir çaba göstererek zihnini boşaltmasıdır. Uygulamacıları tarafından meditasyon, üstün bir kendi kendine yardım metodu olarak değerlendirilir. Basit teknikler sayesinde, düşüncelerinizi ustalıkla kontrol etmeyi, bedeninizi sakinleştirip yavaşlatmayı başarabilirsiniz. Bu, meditasyonun kolay olduğu anlamına gelmez. Aklımızı, akıp geçen düşüncelere kapatmak baştan çok zor gelebilir, ancak bu yetenek zamanla öğrenilebilir.
Yeni meditasyona başlayanlar, soluk alış verişlerine konsatre olarak yapılan çalışmaları, kısa sürede kavrarlar ve, çok tatmin edici bulurlar. Bu yöntem, sadeliğin getirdiği yararları içerir. Baş, boyun ve sırtınızı dengeli bir halde tutarak, meditasyon duruş şekillerinden birini uygulayarak haraketsiz oturun. Böylece, pasif olarak solunumunuzun farkında olacaksınız. Soluk alış, kısa bir duraklama, kirli havayı akciğer ve solunum yollarından veriş, yine kısa bir duraklama ve yeniden solunuma başlayış. Soluk alış yada verişin başlangıcı, ortası, sonu sürekli olarak hissedilmelidir. Eğer dikkatiniz dağılırsa, yeniden nefes alışverişleriniz üzerine toplayıp, orada tutmaya çalışın. Dikkatin kayması kaçınılmaz bir olaydır ve normal karşılanmalıdır. Meditasyon deneyimleri artıkça, dikkat kendiliğinden ve kolayca solunuma döner. Yeni başlayanlara bazen soluklarını birden ona kadar saymaları ve, yeniden başa dönmeleri önerilir. Sayı sayımı soluk alışta, yada soluk verişte olabilir. Dikkati üzerinde toplamak için en iyi noktanın neresi olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Soluk alış, veriş yerine, bedenin daha belirli bir parçası üzerine de konsantre olabilirsiniz, mesela burnunuzun ucuna veya iki kaşınızın arasına.
İkinci örnek çalışma tratak meditasyonu olabilir, göz seviyenizde bulunan bir mum alevine odaklanın. Gözlerinizi kırpmadan, yaşarana kadar dikkatle alevi izleyin. Gözlerinizi kapatınca alevin üçüncü gözde, yani iki kaşınızın arasında belirdiğini fark edeceksiniz. Alev kaybolana kadar, kapalı gözlerle bu görüntüye odalanın. Görüntü gözünüzün önünden kaybolunca gözlerinizi açarak tekrar aleve odaklanın, ve bir müddet sonra gözünüzü kapatıp aynı işlemi tekrarlayın.
Üçüncü bir meditasyon çalışması ise, yüksek benliğiniz ile bağlantı kurmaktır. Çevrenizde bir halka halinde oturmuş birçok yüksek varlığın arasına katılmış olduğunuzu hayal edin. Tüm çevrenizde huzur, sevinç ve sevgi hissedin. Bu varlıklar sizin yüksek benliğinizle buluşmanıza yardımcı olmak üzere buradalar. Yüksek benliğinizin, uzaktan size doğru gelmeye başladığını imgeleyin. Onu güzel, titreşen, parlak bir ışık olarak hayal edebilirsiniz. Yüksek benliğinizi selamlayın ve onu daha yakına gelmesi için davet edin. Zihnen, ondan kendisiyle daha güçlü bir bağlantı kurabilmeniz için size yardımcı olmasını isteyin. Onun sevgisinin sizi saran ve kucaklayan ışığını hissedin. Yüksek benliğinizden size gelmekte olan ışık huzmelerini hissedin. Bu ışık huzmeleri size dokundukça, titreşiminizin yükseldiğini hissedin. Yüksek benliğiniz şimdi sizinle birleşip, bir oluyor. Moleküllerinizin ve atomlarınızın onunla karışıp birleştiğini hissedin, sanki enerjinizin bir bölümünü geri alıyormuşsunuz gibi. Bırakın yüksek benliğiniz sizinle daha çok bir olsun; tüm enerji kalıplarınız yüksek benliğinizin ışığına yükselinceye kadar. Şimdi siz ve yüksek benliğiniz artık birsiniz. Yüksek benliğiniz olarak siz, bedeninizde daha büyük bir enerji akışı yaratmak üzere, derince soluklanın. Yüksek benliğiniz olarak oturmak üzere duruşunuzu düzeltin. Yüksek benliğiniz olarak, güveninizi ve bilgeliğinizi gösterecek bir biçimde omuzlarınızı, göğsünüzü dik tutun. Yüksek benliğiniz olarak nasıl bir yüz ifadesi taşırsınız? Rehberlik istediğiniz bir durumu düşünün. Yüksek benliğiniz olarak siz, bu durum hakkında kendinize yol göstereceksiniz. Bilge bir öğretmen ve danışman olduğunuzu hayal edin. Bu durum hakkında kendinize nasıl bir öğüt verirdiniz? Yanıtlarınızı yüksek sesle söylemek ya da yazmak isteyebilirsiniz. Yüksek benliğiniz olarak, başka herhangi bir mesajınız var mı, örneğin ruhsal büyümeniz, yüce amacınız ya da herhangi bir şey hakkında? Sizinle bir olduğu için yüksek benliğinize teşekkür edin ve istediğiniz sürece yüksek benliğiniz olarak oturun.
Dördüncü bir örnek çalışma da söyle olabilir. Enerjinizi mümkün olduğunca güzelleştirdiğinizi imgeleyin. Bunu yaptığınızı imgelemeniz, onu güzelleştirmek için gerekli olan tek şeydir. Enerjinizi güzelleştirirken, sizi daha rahat ettirecek, daha derin soluk alabilmenize ve enerjinin omurganız boyunca akışına olanak verecek herhangi bir duruş değişikliği yapabilirsiniz. Derin bir soluk alın ve ışığı davet edin. Işık sizin çağrınıza derhal yanıt veren bir canlı bilinçtir. Omurganızı, başınızın yukarısından başlayan ve ayaklarınızdan aşağı kadar uzanan ışık dolu bir çubuk gibi hayal edin. Omurganızdan dışarıya, bedeninize doğru ışık yayın. Fiziksel düzeyde daha çok ışık tutabilmeniz için bedeninizin her yerinde ek ışık hatları imgeleyin. Hücrelerinizden, DNA'nıza ve sonra bedeninizdeki atomlara ışık yollayın. Tüm bedeninizi ışıkla doldurun. Bu ışığa hayal edebileceğiniz en güzel rengi verin. O ne renktedir? Onu altın sarısı mı, yoksa beyaz ya da mavimsi beyaz renk mi hayal ediyorsunuz? Bu ışığın yoğunluğunu ve parlaklığını size uygun gelecek şekilde ayarlayın. Bu ışığı tüm çevrenizi saran, başınızdan yukarı, ayaklarınızdan aşağı uzanan bir küre ya da koza gibi hayal edin. Bu ışığı bedeninizden dışarı, odanın içine doğru yayın. Işık kürenizi öylesine genişletin ki, bütün odayı doldursun ve öteye geçsin. Sonra onu öylesine küçültün ki, bedeninize tıpatıp sığıp yerleşecek kadar olsun. Işık kürenizin tam size uygun olması için ne büyüklükte olması gerektiğine karar verin. Kürenizin belli, net bir sınırı var mı, yoksa o sınır zayıflayarak kayboluyor mu? Eğer net bir sınırı varsa, oda içinde nerede son buluyor? Işığı kendinize çağırıp, ışıkla doldurduktan sonra, birçok farklı şeye ışık gönderebilirsiniz. Fikirlerinize, geleceğe, daha yüce amacınıza, bedeninize, düşüncelerinize ve duygularınıza. Işık gönderdiğiniz şeyin enerjisini daha süptil bir titreşim frekansına dönüştürürsünüz. Değiştirmek istediğiniz bir durum içindeyken, ışık yayın ya da diğer insanlara yardım etmek üzere ışık gönderin. Kendisine ışık göndermek istediğiniz bir kişiyi düşünün. Bu kişiye tüm bedeninizden ışık yollayın. Bunun nasıl bir duygu olduğunu hissedin. Daha sonra ışığın gözlerinizden, ellerinizden ya da kalbinizden, doğruca bu kişiye gittiğini hayal edin. Işık göndermek için size en rahat ve doğru gelen yolu kullanın. Işık göndermek istediğiniz bir şeyi düşünün. Işığı çağırın ve kendinizi ışıkla doldurun. Kendinizi bir kristal kadar berrak hayal edin, böylece saf bir ışık akıcısı olabilirsiniz. Sonra ışığı, seçmiş olduğunuz şey her ne ise (sevgiliniz, hasta olan bir yakınınız, kavga ettiğiniz bir arkadaşınız vb.) ona gönderin. Işığı göndermek için size en rahat ve doğru gelen yolu kullanın. Işık göndermek istediğiniz başka şeyleri de düşünün, dünya barışı, evren, hayvanlar, ağaçlar veya her ne isterseniz. Işık yollarken, kendi ışığınızın da parlak ve güzel hale geldiğini fark etmeye çalışın. Böylece İhtiyacınız olduğu zaman, ışığı nasıl çağıracağınızı, kendinizi ışıkla nasıl dolduracağınızı ve nasıl ışık yayacağınızı bu meditasyon ile öğrenmiş oluyorsunuz.
Beşinci örnek çalışma, üçüncü gözü geliştirmek için yapılan bu meditasyonu olabilir. Bu meditasyon üç kısımdan oluşur. 15 dakikalık birinci kısımda gözlerinizi yumarak oturun. Burundan derin soluk alarak ciğerlerinizi doldurun. Soluğunuzu mümkün olduğunca uzun tutun, sonra ağızdan yavaşça verin ve ciğerlerinizi mümkün olduğunca uzun süre boş bırakın. İkinci 15 dakikalık aşamada normal solumaya dönün ve yumuşak bir sabit bakışla mum alevine, veya yanıp sönen bir mavi ışığa bakın. Bedeninizi hareket ettirmeyin. Üçüncü 15 dakikada yumulmuş gözlerle ayağa kalkın, bedeninizi gevşek bırakın. Bu safhada normal denetiminiz dışında bedenin hareket ettiğini hissedeceksiniz. Gourishankar meditasyonunun dördüncü ve son 15 dakikası boyunca yumulmuş gözlerle, sessiz ve sakince uzanın.
alıntı:petek kitamura
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.