Nefes meditasyonunda, nefes verilirken bazı teknikler uygulanarak karbondioksitin tümüyle atılması sağlanır. Bu uygulamada nefes kontrol sistemi ile beden ve zihin denetlenir.
Nefes kontrol edilebilirse, bu teknik kullanılarak zihin de denetim altına girebilir (zihin kontrolü). Nefes kontrol edilebilirse, beden içindeki enerji akışı da yönlendirilebilir. Nefes kontrol altına alındığı durumda zihin tamamen nefese yönlendirilir. Böylece odaklanma güçlenir. Nefes egzersizi, oksijen alımını yükselterek kan dolaşım sistemini temizler.
Nefes kontrolü sırasında, zihin solunuma odaklanır. Bu şekilde zihnin boşaltılması ile ciğerlerin boşaltılması arasındaki tam senkronizasyon, derin düşünce sağlamada çok büyük yarar sağlayacaktır.
Solunumun yavaş ve yumuşak olması, kişiyi dengeli ve stabil bir sükunete götürür. Sürecin sonunda, solunum kendiliğinden yavaş, sessiz ve düzenli bir hale gelir, zihin sakinleşir.
Nefes hareketlerine başlamadan önce, yüz ve ağız bölgelerinde gerginliğin olmamasına dikkat edilmelidir. Dik oturuş nefes almayı kolaylaştırır ve beyine giden kan artar. Gergin olduğumuzda omuzlar içe bükülür, baş öne düşer, sırt kamburlaşır ve bu durum kan akışını sınırlandırır ve tam nefes almayı engeller.
BURUNDAN NEFES ALMA
Sinüsler Kafatasında yer alan boşluklarda hava dolaşır. Yanaklarda, alında, iki gözün arasında ve geniz bölgesinde toplam 15 adet boşluk (sinüs) bulunur. Bu boşluklar burun delikleriyle bağlantılıdır. Burundan alınan nefes bu boşluklarda dolaşır ve akciğerlere ulaşır.
Filtreleme, nemlendirme, ısı ayarı Bu boşluklar havadaki küçük partikülleri filtre eden, temizleyen, nemlendiren ve vücut ısısına getiren bir dokuya sahiptir. Burundan nefes almak, havadan alacağımız mikrop ve virüslerin doğrudan doğruya akciğerlere ulaşmasını ve tehlikeli hastalıklara yol açmasını engellemektedir.
Solunum stabilitesi Burundan nefes alırken havanın yüzdeki boşluklarda dolaşması bir süre alır ve nefes tekrarları arasında zorunlu bir aralık oluşur. Burundan nefes alındığında nefes kontrolü ve solunum stabilitesi sağlanır, süreklilik kazanır.
Gerilim halinde, öfke veya korkuyu kontrol altına almanın yolu nefes kontrolünden geçer. Gerilim, korku ve panik ortamında solunum sıklaşır. Aynı şekilde ağızdan nefes almak, solumayı hızlandırmaya sebep olur. Nefes alma süresinin uzaması ve derinleşmesi, bedenin sakinleşmesi ve kalp çalışmasının stabilite kazanmasını sağlar.
Ağızdan Nefes Alma Ağızdan nefes alındığı zaman, havanın filtrelenerek nemlendirilmesi ve ısıtılması olanaklarından faydalanma olmaz. Özellikle ağızdan soğuk hava soluduğumuz zaman boğaz ve akciğerler soğuktan olumsuz olarak etkilenir.
Akciğerlere açılan iki hava girişi (ağız ve burun) aynı zamanda kirli havanın çıkış noktaları olarak kullanılır. Ağızdan nefes alma durumunda, akciğerlerin tümünü taze hava ile doldurmak zorlaşır.
Ağızdan yapılan solunumda doğrudan akciğerlere yapılan bağlantı sebebiyle hava sirkülasyonu daha hızlı yapılır. Bu tempo daha sık ve daha az hava almamıza (basit solunum) ve sadece göğüs bölümünü kullanmamıza neden olan bir yapı oluşturur.
Ağız kapalı tutularak burundan nefes alındığında, göğüs ve karın kaslarını kullanma için yeterli güç oluşur ve hava yüzdeki boşlukları dolaşarak daha kontrollü bir şekilde akciğerlere iletilir. Bu sayede akciğerlerin karın bölgesine kadar hava ile doldurulması mümkün hale gelir. (Diafram Nefesi - Diafram, göğüs ve karın boşluğunu ayıran ince ve geniş kastır. Kasılıp gevşeyerek solunumu destekler.)
alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.